BÖLÜM 1
Hasan,Ela,Zeynep,Zenan ve Murat her sabah olduğu gibi bu sabahta konuşa konuşa hastaneye geliyorlardı. Birden bire önlerine kan kırmızı bir araba çıktı.Sonra aniden durdu ve onlara yol verdi.Araba gidip park ederken arkasından bakakalmışlardı.
Murat: O bir Ferrari miydi ben mi yanlış gördüm
Hasan: İkimizde yanlış görmüş olamayız hayır bu kessinlikle bir Ferrari! Vay canına...
Zeynep: İçindeki kim acaba?
Zenan:Aslını istersen çok da merak ettiğimi söyleyemeyeceğim. Kesin babasının parasıyla hava atıp ortalıkta gezen aşağılık bir serseridir...
Ela:Peşin hükümlü olmayın bu kadar henüz elimizde hiç bir delil yok.Heey bakın arabanın kapısı açıldı. Galiba sorunuzun yanıtı hastaneye gidiyor.
Ela doğru söylemişti. Arabanın içinden kimin çıkacağını nereden bileceklerdi? Kapı açıldığında önce bir çift uzun bacak göründü. Beş kişi araba geldiğinden beri yerlerinden santim kıpırdamamışlardı. Bu bir bayandı ve arabadan tamamen inince ne kadar etkileyici olduğunun farkına vardılar.Boyu daha uzundu şimdi ve koyu kahve saçları beceriksizce ensesinde toplanmıştı.Gözündeki güneş gözlükleriyle bile ne kadar önemli biri olduğunu yansıtıyordu. Giyimi de güzeldi. Üstünde açık mavi bir gömlek vardı ve önü açık bırakılmıştı. İçine siyah düz bir body giymişti. Altta ise koyu renk mini bir kot şort vardı ve uzun boylu olduğu için kendine yakıştırmıştı. Son olarak ayağında koyu mavi renkte konvers tipi ayakkabılar vardı. Çok sportif bir tipi vardı uzaktan bakınca. Sırtındaki çantanın yanısıra elinde de bir laptop taşıyordu.
Hasan: Vaaay canınaaa dedi ve uzun bir ıslık çaldı
Zey: Hasan napıyorsun duyacak şimdi ayıp!!
Ze:Kiminle konuştuğunun farkındamısın Zeynep o kişi Hasan
E:Bence Hasan haklı. Laf aramızda ben bile etkilendim.
M:Pek de hastaya benzemiyordu değil mi?
Ze: Valla inanmıycaksınız ama bende merak etmeye başladım.
Zey: Evet yaa ben çok merak ettim kim bu?
M:Büyük ihtimal senin gibi biridir işte. Babası burjuva olan şımarık, havalı bir zengin kızı.
Zey: Konuşmalarnız dikkat etsen iyi olur. Senin o dediklerini ben sırf iyi bir cerrah olabilmek için teptim anladın mı?
E: Ya kesin tartışmayı saatin kaç olduğunun farkındamısınız? Çakılıp kaldık buraya ama işe geldik dedikodu yapmaya değil. Hemen gitmezsek hem Gestapo bizi yiycek hem de o kadının kim olduğunu öğrenemeyeceğiz.
H: Ela haklı yaa çatlıycam ben burda hadi içeri girelim hadii!! (Hepsi birden ona bakınca) Nee! Ya kötü birşey demedim ki hadisenize geç kaldık!
H:(bir süre sonra) Ya kasları mı vardı onun bana mı öle geldi?
Ze-Zey-E: Hasan!!!
H: öff tamam ya bugünde sohbetinize doyum olmuyor:(
Merak dolu bir gün...Bu güzel yabancı kimdi acaba? 5 asistan birbirlerine şaşkınca bakarak içeriye girdiler ve maceranın kollarına atıldılar...
Yorum isterim:))
Hasan,Ela,Zeynep,Zenan ve Murat her sabah olduğu gibi bu sabahta konuşa konuşa hastaneye geliyorlardı. Birden bire önlerine kan kırmızı bir araba çıktı.Sonra aniden durdu ve onlara yol verdi.Araba gidip park ederken arkasından bakakalmışlardı.
Murat: O bir Ferrari miydi ben mi yanlış gördüm
Hasan: İkimizde yanlış görmüş olamayız hayır bu kessinlikle bir Ferrari! Vay canına...
Zeynep: İçindeki kim acaba?
Zenan:Aslını istersen çok da merak ettiğimi söyleyemeyeceğim. Kesin babasının parasıyla hava atıp ortalıkta gezen aşağılık bir serseridir...
Ela:Peşin hükümlü olmayın bu kadar henüz elimizde hiç bir delil yok.Heey bakın arabanın kapısı açıldı. Galiba sorunuzun yanıtı hastaneye gidiyor.
Ela doğru söylemişti. Arabanın içinden kimin çıkacağını nereden bileceklerdi? Kapı açıldığında önce bir çift uzun bacak göründü. Beş kişi araba geldiğinden beri yerlerinden santim kıpırdamamışlardı. Bu bir bayandı ve arabadan tamamen inince ne kadar etkileyici olduğunun farkına vardılar.Boyu daha uzundu şimdi ve koyu kahve saçları beceriksizce ensesinde toplanmıştı.Gözündeki güneş gözlükleriyle bile ne kadar önemli biri olduğunu yansıtıyordu. Giyimi de güzeldi. Üstünde açık mavi bir gömlek vardı ve önü açık bırakılmıştı. İçine siyah düz bir body giymişti. Altta ise koyu renk mini bir kot şort vardı ve uzun boylu olduğu için kendine yakıştırmıştı. Son olarak ayağında koyu mavi renkte konvers tipi ayakkabılar vardı. Çok sportif bir tipi vardı uzaktan bakınca. Sırtındaki çantanın yanısıra elinde de bir laptop taşıyordu.
Hasan: Vaaay canınaaa dedi ve uzun bir ıslık çaldı
Zey: Hasan napıyorsun duyacak şimdi ayıp!!
Ze:Kiminle konuştuğunun farkındamısın Zeynep o kişi Hasan
E:Bence Hasan haklı. Laf aramızda ben bile etkilendim.
M:Pek de hastaya benzemiyordu değil mi?
Ze: Valla inanmıycaksınız ama bende merak etmeye başladım.
Zey: Evet yaa ben çok merak ettim kim bu?
M:Büyük ihtimal senin gibi biridir işte. Babası burjuva olan şımarık, havalı bir zengin kızı.
Zey: Konuşmalarnız dikkat etsen iyi olur. Senin o dediklerini ben sırf iyi bir cerrah olabilmek için teptim anladın mı?
E: Ya kesin tartışmayı saatin kaç olduğunun farkındamısınız? Çakılıp kaldık buraya ama işe geldik dedikodu yapmaya değil. Hemen gitmezsek hem Gestapo bizi yiycek hem de o kadının kim olduğunu öğrenemeyeceğiz.
H: Ela haklı yaa çatlıycam ben burda hadi içeri girelim hadii!! (Hepsi birden ona bakınca) Nee! Ya kötü birşey demedim ki hadisenize geç kaldık!
H:(bir süre sonra) Ya kasları mı vardı onun bana mı öle geldi?
Ze-Zey-E: Hasan!!!
H: öff tamam ya bugünde sohbetinize doyum olmuyor:(
Merak dolu bir gün...Bu güzel yabancı kimdi acaba? 5 asistan birbirlerine şaşkınca bakarak içeriye girdiler ve maceranın kollarına atıldılar...
Yorum isterim:))